Perşembe, Ocak 16, 2014

Ezgi Mola Nasıl Bir Oyuncu?

ezgi molaEzgi Mola deyince aklıma Kötü Yol dizisi geliyor.

Yeteneksiz bir oyuncuyu canlandıran yeteneksiz bir oyuncu.

Hani dedim nasıl olmuşta dizilerde, filmlerde oynama şansını yakalamış bu kız.

Sanırım benim bakış açım kıt. Bir türlü sahne ışığını yansıtamadı bana.

Celal ile Ceren'i biraz izledim, izlemez olaydım, zaten saçma sapan espriler ortalığı kavuruyor birde sevmediğim oyunculuklar.

Şimdilerde de en favori televizyon programlarından biri olan Komedi Dükkanı'nın devamı niteliğinde sayabileceğimiz Arkadaşım Hoşgeldin'de Tolga Çevik'e eşlik ediyor; ama olmuyor be gerçekten olmuyor.

Tolga Çevik'in bu konsepti ani tepkiler, refleks kıvamında espriler istiyor. Öyle metin okuyup canlandırmaya benzemiyor.

Beyaz'ın programında "Acaba yapabilir miyim diye çok düşündüm." demişti, keşke yapmasaydı.

Ne bileyim ya bir türlü içim ısınmadı oyunculuğuna, o kadar da övüyorlar kendisini.

Bilemedim gitti...

Neyse hayırlısı be gülüm :D

Çarşamba, Ocak 15, 2014

1.Sınıflara Ne Kadar Ödev Verilmeli?

1.sınıflarBu sene hem 1.sınıf öğretmeniyim hem de 1.sınıf velisiyim diyebiliriz.

Çünkü eşimin teyzesinin kızı olan Işıl'a da bol bol gidip ders çalıştırıyorum. O her ne kadar benden nefret etse de :)

Çünkü 1.sınıf öğretmeni olduğum için ona sabırla ne yapması gerektiğini gösteriyorum, nasıl okumasını gerektiğini öğretiyorum, elbette o ezberletilmeye alıştığı için benim yöntemlerimi beğenmiyor.

Ancak çalışmalarımız meyvesini verdi, artık ne göstersek okuyor. Şu anda "ş" sesindeler ve sistemi tamamen çözdü.

Yalnız çok büyük bir sorunu var. Elbette bu onun gözünde bir sorun, aslında benim gözümde de bir sorun, hatta ailesi gözünde de bir sorun ancak kendi öğretmeni ve bazı öğretmenlerin gözünde bir sorun değil.

Sorunumuz şu öğretmenleri hemen hemen her akşam 10-15 sayfa arası ödev veriyor ve çocuk bunları yaparken çok ama çok bunalıyor.

İlk başlarda çok iyi gidiyoruz ancak 5-6 sayfadan sonra en basit kelimelerde bile bocalama yaşıyoruz.

Bu gösteriyor ki öğrencilerin belli bir sayfadan sonra dikkatleri çok fazla dağılıyor. Bu öğrenciden öğrenciye değişen bir çizgidir elbette.

Bölgelere göre öğrencilerin başarıları değişebildiği gibi verilmesi gerekende ödev de değişmektedir.

Bir sınıfa kaç sayfa ödev verileceğini elbette sınıf öğretmeni belirler ama hepsi de bunda başarılı olamıyor.

Bu noktada benim velilere şöyle bir önerim var.

Siz boş verin öğretmenin kaç sayfa ödev verdiğini, önemli olan 1.sınıf öğrencinizin verimli bir şekilde çalışması. Bunu bir sayfayla yapabiliyorsa bir sayfa çalıştırın, on sayfa çalışırsa on sayfa çalıştırın. Önemli olan birinci sınıf öğrencisinin sıkılmadan, zevk alarak, yeni bilgiler kaparak çalışmasıdır.

Başarısı ancak böyle artacaktır.

Ödevlerini yapmadığı içinde öğretmeni fırçalarsa öğretmenine benim selamımı söyleyin :)

Salı, Ocak 14, 2014

Bacak Silikonlarının Takılması

bacak-estetigiBaldır kasları, ne kadar spor yapılırsa yapılsın, tam olarak istenilen kalınlığa gelemeyen kaslar olabiliyor. Yapısal olarak baldır zayıflığının yanı sıra; çocuk felci, doğuştan kas gelişim bozukluğu, travma sonrası incelme gibi durumlar da bacak çarpıklığına sebep olabilir.


Bacak Dolgusu için Silikon protez takılması ise, bu zayıflıkların düzeltilmesinde yararlı olur. Protezler, endoskop yardımıyla hastanın hissedemeyeceği bir derinliğe, yani hemen baldır kası arasına yerleştirilir. Operasyondan sonra, yaklaşık 12 saat kadar yürümeye izin verilmez.  Bacak silikonunun takılması, yaklaşık 3-4 cm lik bir çevre artışı sağlar. Bu boyutlar konusunda, kesin bir sonuç alınabilmesi için 3 ay gibi bir süre geçmesi gerekmektedir. Bacak protezlerinin yerleştirilmesinden sonra tam olarak şeklini alması için bu süre gereklidir.


                Genel olarak kullanılan silikonlar da şunlardır:


Anatomik baldır protezleri; bir tarafından kabartılmış olan bu protezler böylece baldırın üçte birlik kısmından, bacak-inceltmeüst kısmını vurgulamaktadırlar. Bu protez, üst baldır kaslarını belirtmek için genellikle erkek hastalarda kullanırlar.


İğ biçimli baldır protezleri;  bu protezler, anatomik baldır protezlerinden daha ince olup özellikle kadın hastaların baldırlarının biçimlendirilmesinin uygulama alanında kullanılmaktadır. Bu protezler ile doktorun tespitine ve de protez büyüklüğüne göre baldırın orta ve de alt kısımlarında da düzeltilme yapılabilir.


Ayrıca yine çok ender kullanılsalar da baldır genişleticiler de baldır protezleri kategorisine girerler. Genişleticiler;  sibobu üzerinden doldurulabilen, silikon torbalardan oluşmaktadırlar. Baldırın içinde genişletilmesi istenen yere genişleticiler yerleştirilir. Küçücük bir silikon boru ile de genişleticiye bağlanan sibop, dokunulduğu zaman hissedilebilecek bir biçimde derinin altına yerleştirilir. Daha sonra her hafta bir gün,  sibop üzerinden genişleticinin içine azar azar tuz çözeltisi doldurularak baldır protezi şişirilmiş olur. Sonrasında genişleme ile doku esneyerek büyür ve içinde kalıcı baldır protezi için yer görevi gören bir boşluk oluşur. Bu durumun düzenli olarak tekrarlanmasıyla, dokunun esnetilmesi de yaklaşık 6 hafta sürmelidir. Ayrıca doldurulacak miktar ve doldurma hızı, dokunun durumuna, hastanın istediği doku genişliğine ve yine hastanın acıya dayanıklılığına bağlıdır. Özellikle yaralanma ve yanık gibi ağır vakalardan sonra, genişleticilerin kullanılması oldukça yararlıdır.


Detaylı bilgi için tıklayınız....


http://bacakestetik.net/


Saygılarımla


Op Dr Ali Mezdeği

Pazartesi, Ocak 13, 2014

Yürüyen Köpekbalığı

Bildiğimiz üzere bütün balıklar yüzerek denizde hareket ederler. Zaten bir balığın deniz (su) dışında hareket etmesi de pek mantıklı gelmez bizlere. Bununla ilgili olarak önümüzdeki günlerde bir balığı tanıtacağım sizlere ancak daha önce geçtiğimiz günlerde Evrim Ağacı sitesinde gördüğüm "Okyanus dibinde yürüyen köpekbalığı"nı tanıtmak istedim.

Hemen her gün yeni yeni canlı türlerinin keşfedilmesi şüphesiz ki heyecan vericidir.

İşte son günlerde keşfedilen bir balık olan ve okyanus da yüzmeyen okyanusun dibinde yürüyen köpek balığı.

yürüyen köpekbalığı

Endonezya'da keşfedilen bu köpek balığımız yüzgeçlerini yüzmek yerine yürümek için kullanıyor. Aslında alda evde besle cinsinden bir köpek balığı çünkü insan yemiyor :) Okyanusun zeminindeki minik canlılar ile besleniyor.

Çok sevimli geldi bana, buyurun birde videosunu izleyin. :)

Cumartesi, Ocak 11, 2014

Instagram'da Takipçi Artırmak

instagramGeçtiğimiz günlerde akıllı telefon aldıktan sonra "Bende zengin olduğuma göre artık instagram.com'a üye olabilirim." dedim ve oldum.

Elbette kendi halinde biri olduğum için takipçilerim arkadaş çevremden ibaret olacaktır ve oldu da...

Instagram üyesi arkadaşlarımda birbirimizi takip etmeye başladık kısa sürede, elbette sadece kendi arkadaşlarımızla takipleşirsek instagram'ın bir artısı olmuyor, nihayetinde facebook üzerinden de zaten takip ediyoruz o arkadaşlarımızı...

Neyse instagram'ın KEŞFET bölümü farklı karelere ulaşmak için çok uygun bir bağlantı.

Sanırım belli bir sürede en çok beğeni alan fotoğrafları orada listeliyorlar, bizde onlara bakabiliyoruz.

Instagram.com'un Keşfet bölümündeki fotoğrafları ve fotoğraf sahiplerinin profilleri incelediğimizde yüksek sayıda takipçilerinin olduğunu görüyoruz.

Elbette pek çok webmaster facebook, twitterda olduğu gibi sahte yollarla takipçi sayısı artırıyorlardır ancak ben genelde gerçek kişilerin hesaplarını inceledim ve genelde takipçileri yüksek olanlar ünlü kişiler, elbette ya dünyada ünlü ya da ülkelerinde ünlü kişiler. Bana keşfet bölümünde hiç bir Türk'ün fotoğrafı denk gelmedi genelde Uzak Doğu, Güney Amerika ya da Arap ülkelerinden paylaşımlar var.

Hemen hemen her popüler fotoğrafın altında da Arapların yorumları bulunuyor.

O yorum yapanların profilleri de genelde yüksek takipçili oluyor.

Demek ki şöyle bir denklem var ; yüksek takipçiye sahip hesapları takip edeceğiz, onların fotoğraflarına yorum yapacağız ve de bizde ilgi çekici fotoğraflar paylaşacağız ki insanların ilgilisini çekelim.

Elbette bir bayansak şansımız daha yüksek çünkü özellikle moda ya da sporla ilgili fotoğraf-video görüntüleri daha çok ilgili çekiyor.

Ne yalan atalım kadın vücudu instagram.com'da çok tutuluyor, buradan mesajı almışsınızdır zaten. :)

Gözlemlediğim kadarıyla kadınlar da zaten instagram'ı ticari olan kullanıyor, çok takipçi elde edip içinde viral reklam ögeleri içeren paylaşımlar yapıyorlar.

İşte eğer ünlü değilseniz ve de sahte programlar ile ziyaretçi kasamayacaksanız yapmanız gereken bunlar. :)

Cuma, Ocak 10, 2014

tam şimdi...

Doğan & Milas

Tam şimdi,
sol göğsümde biri yatıyor,
ona aşk deniyor...

Perşembe, Ocak 09, 2014

Tanrının Kitabı Filmi İzle'senizde Olur İzlemesenizde

tanrının kitabı film afişiDün akşam bizim kız mızmızlanınca dedik ki gece uzun bari bir film açalım.

TiViBu'nun film listesinden Tanrının Kitabı filmi dikkatimizi çekti, koyulduk izlemeye.

Güneş Patlaması sonucu kavrulmuş yer yüzünde bir kedi ormandan bozma bir yerde yemek ararken kendisine fırlatılan bir okla akşam yemeği olur.

Kahramanımız tam da bu sırada belirir. Denzel Washington'un canlandırdığı Eli.

Eli çok tarz bir abimiz; ancak ölü birinin ayakkabısı ayağına olunca çocuk gibi sevinebilecek, akşam yemeği olan kedi etini bir fareyle bölüşebilecek kadar da sevimli biri.

Eli'nin elinde bir kitap var, adı "İncil" hani şu ünlü dini kitaplardan biri. Eli kendine gelen bir vahiyle bulduğu İncil'i batıya götürme görevini üstlenmiş.

Güneş Patlaması sonucu kavrulmuş yer yüzünde hayatta kalmaya çalışan insanların, insancıkların arasında bu ulvi görevi yerine getirmenin derdinde.

Bir kasabaya geldiğinde ise kötü adamında bu kitabın peşinde olduğunu fark eder.

Artık dertleri daha da büyümüştür.

Elbette bu arada kötü adamın Eli'yi baştan çıkarması için başına musallat ettiği Mila Kunis'in canlandırdığı Solara'da peşine takılır.

Artık dertleri daha da büyümüştür. :)

Kötü adamın bir sözü aklıma işledi "Bir kitap var, bu kitabı ele geçirirsek, güçsüz, muhtaç insanları kontrol edebiliriz. Bu daha önceden oldu. Bu yüzden bu kitabı ele geçirmeliyiz." gibi bir şeydi...

İlginç...

Eli ise insanlığı hayata bağlayacak bu kitabı Batı'da yer alan bir bilim merkezine götürmek için her türlü zorluğu yenmeye programlanmış bir mesih misali yoluna devam etmektedir.

Çok harika dövüş yetenekleri de vardır abimizin...

İşte böyle bir kurguda gelişen olaylar dizisi.

Çok izlemek zorunda değilsiniz ancak izlerseniz de sıkılmazsınız.

İşte öyle bir şey...

Salı, Ocak 07, 2014

Eğitimde Veli Desteği Şart Mı?

öğretmen-veli-öğrenciGeçen sene bir müfettiş sınıfıma girdiğinde kendisine "Hocam ne yazık ki çocuklar eve gittiği durumdan daha geride geliyor, aile desteği bir türlü olmuyor." demiştim. Kendisi de bana "Eğitim okulda olur, sen işini burada bitirmelisin, evden destek beklememelisin." demişti.

Ben çok eski bir öğretmen değilim, görevimde altıncı yılım. Ancak kendimi bildim bileli eğitimde veli desteğinin çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Bana göre öğretmen-öğrenci-veli bir üçgen oluşturmalı ve her şeyi birlikte yapmalı aksi halde bir şeyler eksik olur ve ne yazık ki çocuk eksik kalabilir.

Bu sene birinci sınıf okutuyorum ve velilerime hep bu üçgenden bahsettim. Onların ne kadar önemli olduklarını anlattım. Sağ olsunlar çoğuda buna karşılık verdi. Hatta veli ziyaretleri düzenleyerek onlarla evlerinde bu konuları uzun uzun konuştum. 25 öğrencimin 10 tanesinin evine gittim, bunlar erken müdahale isteyen öğrencilerdi ve yedi-sekizinde işe yaradı.

Neyse geçelim benim sınıfımı, genel olarak baktığımızda ve öğrencisi olan öğretmen arkadaşlarımla da konuştuğumda veli desteğinin çok önemli olduğunu anlıyoruz. Bir öğretmen arkadaşım "Bende sınıf öğretmeniyim, eşimde sınıf öğretmeni, çocuğumuz birinci sınıfa gidiyor. Bir gün çalıştırmayalım ertesi gün geriliyor." dedi. Ki çocuğunda maşallahı var. Fiziksel ve zihinsel olarak oldukça iyi bir çocuk.

Kendi öğrencilerimi inceliyorum ve bir gün hasta olan öğrenci, bir gün bir işi olan velinin ilgilenemedi öğrenci hemen geriliyor.

Yani anlıyoruz ki devamlılık ve istikrar şart.

Eşimin kuzenine ders çalıştırıyorum, o da birinci sınıfa gidiyor ve görüyorum ki bir gün başında dikilmesek, yardımcı olmasak işler sarpa saracak.

Özetle anlıyoruz ki eğitimde veli desteği şart.

Elbette velileri bu konuda bilgilendirmek, onlara yardımcı olmak, onlarla bir bütün olmakta öğretmenin en büyük görevi.

Pazar, Ocak 05, 2014

Ne İçiyorsunuz Türkiye?

ne içiyorsunuz türkiyeÖz güven gerçekten çok güzel bir şey.

Bence her insanda ucundan azıcık, bazı insanlarda da sapına kadar olması gereken bir şey.

Yetenek Sizsiniz Türkiye zaman zaman izlediğim bir program, her ne kadar pek çok kişi siyasi söylemlerinden dolayı Acun'u sevmese, protesto etse hatta bende Acun'un siyasi söylemlerini beğenmesem bile işlerini her zaman takdir etmişimdir.

Çünkü bence her zaman gereklidir eğlenmek, insanları eğlendirmek. Neyse...

Yetenek Sizsiniz Türkiye'de pek çok insanın kendini tanıtmasına olanak sağlayan eğlenceli bir program.

Çok yetenekli insanlar her sezonda kendilerini gösteriyor ancak öyle tipler var ki bildiğin şaka...

İşte Acun Medya'nın bu tip insanları sahneye almaması gerekiyor, ben genelde öyle tiplerde direk kanalı değiştiriyorum.

Ne içiyorsunuz da sahneye çıkıyorsunuz arkadaş? Demeden kendimi alamıyorum.

Öz güven önemlidir ama o kadarına da gerek yok.

Eğer öz güveniniz sizi rezil ediyorsa ezin geçin o öz güveninizi, hiç gerek yok yani.

Hele ki sizi bir şekilde ikinci tura geçiriyorlarsa oturun da bin kere izleyin ilk halinizi ve ona göre bir şeyler yapın, yoksa karşınızdaki üniversiteliler feci geçiriyorlar...

Evden Eve Nakliyatta Kalite

evden eve nakliyatŞehirlerarası Evden eve nakliyat 1990 yılında İstanbul'a Bağlı Bağcılar ilçesinde kurulmuştur. Firmamız evden eve nakliyat , Şehirlerarası nakliyat ,büro taşımacılığı ve banka taşımacılığı yapmaktadır. Sektörde adını liderliğe yazan firmamız daha kaliteli ve daha uygun fiyatlarla müşterilere fırsat sunmaktadır.
Evden eve nakliyat titizlik isteğen bir alan olduğundan her aracımızı günlük dezenfekte etmekteyiz.

Firmamızda 7 araç ve 38 personel bulunmaktadır. Tüm müşterilerin eşyalarını expertiz personeli görmeden kesinlikle taşımıyoruz expertiz personeli gelir eşyalarınızı not eder tarih belirlenir ve taşıma tarihinde eşyalar taşınmaya başlar. Öncelikle eşyaların hepsi paketlenir ardından toplama işlevi gerçekleştirilir en son ise taşıma başlar.

Abartmıyoruz çünkü kaliteli taşımak müşteri memnuniyetini kazanmak bizi hem sevindirir hem alanımızda büyürüz.24 yılını dolduran firmamız tüm Türkiye'ye hizmet vermektedir, alanında uzman kadromuzla 24 saat hizmet veren işini düzgün ve sigortalı yapan lider firmalar arasında yer almaktayız. Sizin de taşınmanız gerekiyorsa ve bir taşıma şirketine ihtiyacınız varsa buyurun arayın yardımcı olalım
iletişim bilgilerimiz 0212 419 17 07
0532 458 37 56

Vip NakliyaT Web Sitesi Evden eve nakliyat

Cumartesi, Ocak 04, 2014

Çocuk Büyütürken Zıtlaşmamak Gerekli!

çocuk büyütmekDaha önce bir kaç yazımda bir iki cümle ile çocuk yapmanın değil çocuğa bakmanın iş olduğunu söylemiştim.

Yine çevresel gözlemlerle aklıma takılan bir iki noktayı yazmak istedim.

Her birey farklıdır, elbette annede farklıdır babada farklıdır, bununla birlikte çocuğunda fapfarklı bir birey olması kaçınılmaz olacaktır.

Bu üçgende çocuğu hayata adapte etmek elbette güçtür.

Onun için ebeveynler kendi aralarında sürekli konuşmalı, ortak ve doğru paydalarda buluşmalıdırlar.

Özellikle de çocuğun yanında zıtlaşmamaya özen göstermelidirler.

Yani çocuğun yanlış yaptığı bir davranış varsa anne farklı telden baba farklı telden çalmamalı o arada birbirlerini dengelemelidirler. Eğer zıtlaşırlarsa çocuk o anda kendine en sıcak gelen tutumu doğru bulacaktır ve o tutumu sergileyen ebeveyni model alacaktır. Bu davranışta diğer bireyin çocuğun gözünde düşmesine neden olabilir.

Ebeveynler birbirleriyle çok ama çok konuşmalıdırlar, anlaşmak için fedakarlıklar yapmalıdırlar.

Nihayetinde bu fedakarlıklar çocukları için olacaktır.

Çocuklarının kişisel beceriler kazanmalarına olanaklar sağlamalıdırlar.

Çocuğun hatalarını ebeveynler ellerinden geldiğince düzeltmemelidirler, çocuğun o hatayı fark etmesini ve olumlu davranış sergilemesine zemin hazırlamalıdırlar.

Gerçekten zor işler ama dişimizi sıkmadan olacak bir iş değil çocuk yetiştirmek.

Gerçi ben ne biliyorum, ne ötüyorum anlamadım ama sanırım anneli duygularım kabardı :)

Çarşamba, Ocak 01, 2014

2014 Yılı Kutlu ve de Mutlu Olsun

2014

Kocama bir yılın daha sonuna geldik.

2013 yılı nasıl geçti diye soranlara "Dünyanın 365 gün 6 saatlik sürede Güneş'in etrafını dolaşmasıyla." demek istiyorum ancak tepki çekmekten korkuyorum :)

Evet şaka maka kocaman bir yıl son buldu, aşkları - ayrılıkları, mutlulukları - hüzünleri, ayrılıkları - kavuşmaları, kazançları - yolsuzlukları, yitip giden gençleri - hayata gözlerini açan minikleri...

Zaten hiç değişmeyen döngüdür bu, hayat da bunu sunar zaten bize, insanın olduğu yerde bu duyguların olması kaçınılmazdır.

Bizim içinde böyle bir yıl oldu işte 2013.

2013'ün en önemli gelişmesi ise şüphesiz ki Milas'ımızdı... Hayatımıza apayrı bir güzellik kattı güzel kızım...

Milas'la birlikte ilk yıl başımızı elbette evimizde geçirdik :) Zaten öyle dışarı çıkan tiplerde değiliz... :)

2013'ün sonlarına doğru bir Noel Baba, yılbaşı kutlaması karşıtlığıdır aldı başını gitti...

Sanki ülkemizdeki müslümanlar Noel'i kutluyormuş gibi bir hava oluşturuldu, iyi de ülkemizdeki müslümanlar Noel'i değilde, yeni yılın gelişini kutlamadılar mı?

Hem bize ne, kim neyi kutlarsa kutlasın. Hani özgürdük?

Neyse umarım 2014 yılı ve gelecek yıllar hepimizin hayatına sağlık, huzur, mutluluk getirir...

Mutlu yıllar...
Copyright © 2014 Doğan Aydın