Pazartesi, Aralık 07, 2009

Sevgili Ol Gel Bana, İşkence Yapayım Sana

cinayet[1]Bir arkadaşımın msn'de iletisine "Sürekli bir şeye bakarsan hep onu görürsün..." yazdığını anımsadım (ya da buna yakın bir cümleydi). Şimdi gazetelere baktığımda bazı kişilerin bu cümleyi kullandığını görüyorum. "Bkz. Münevver Karabulut cinayeti!". Elbette eminim ki bu iletiyi yazan arkadaşım bu cümleyi bu tür duygularla yazmamıştır hatta yanından bile geçmez ama Türkçe çok güzel bir dil ve nereye çekersen oraya gidebiliyor. Bu sözde farklı farklı yerlere gidebilir ne yazık ki! Geçtiğimiz günlerde Adana'da da  yaşandı.

Malik En adında ki bir delikanlı sevgilisi Tuğçe Anlaş'ı öldürerek dikkatleri üzerine çekti. Tartıştığı ve ayrıldığı sevgilisinden kopamayan genç, medyanın ünlendirdiği katil Cem Garipoğlu'nu örnek alarak "Adana'nın Münevver Karabulut'unu Yarattı!".

Bir yazımda  medyanın Münevver Karabulut haberini çok kullandığını ve reyting uğruna olayın üzerine gittiklerini düşündüğümü yazmıştım. Ne yazık ki o cafcaflı haberlerin acı meyveleri yavaş yavaş olgunlaşmaya başlıyor. Yeni yeni Cem Garipoğlu'lar türüyor!

Bir insan birini sever, karşılık bulur, sonra karşılık biter. Bu olağan bir şeydir. Peki körüne körüne gitmek nedendir? Kız seni terk etmişse sende kendi yoluna gitmelisin. Medyanın sana yansıttığı kötü örnekleri kendine yoğrup uygulamamalısın. Eğer böyle yaparsan suçlu medyadan daha da suçlu olursun. Çünkü kimse sana medya senin beynini yıkadı, sen suçlu değilsin medya suçlu demez. O zamanda kaderine boyun eğeceksin ve işlediğin suçun günahını çekeceksin.

Medya ahlaki bir şekilde kullanılmadığı sürece ergenlik çağında veya ergenlikten yeni çıkmış kişilerin beyinlerini yıkamaya devam edecek ne yazık ki. Böyle haberlerde ekranlarda, gazetelerde "ŞOK ŞOK ŞOK!!" "FLAŞ FLAŞ FLAŞ!!" şeklinde dallandırılıp budaklandırıldıkça korkarım ki bu olaylar yaşanmaya devam edecek.

Ayrıca bu Adana cinayetinde dikkatimi çeken bir nokta oldu. Erkek kızın çalıştığı yere gidiyor ve kızı patronunun gözü önünde tehdit ediyordu. Peki ya bu kız yaşadıklarını ailesine hiç mi anlatmadı? Ya da anlatamadı mı? Bu kız böyle bir şey yaşarken onu dinleyebilecek bir annesi, onu koruyabilecek bir babası yok muydu? Bu bile bile lades değil midir?

İnsanların birbirlerini dinlemeye tenezzül etmedikleri bir dünyada aileler dahi birbirini dinleyip dertlerini kederlerini paylaşmıyorlarsa, sorunlarına çözüm üretmiyorlarsa nereye gidiyor bu toplum? Sizcede yazık değil mi?

Umarım medya bu vahşetleri malzeme olarak kullanmaktan ziyade sorunları çözmeye yol göstermeyi amaçlayarak yayınlar-yayımlar. Belki o zaman biraz daha durulur genç beyinler ve üretmeye çalışırlar...

Tabi ki bunların hepsi bir temenni, umarım gerçekleşir.

2 yorum:

büşra dedi ki...

nette gezinirken buldum bu siteyi ve yadıklarını çok beğendim, yüreğine sağlık..

Doğan dedi ki...

Güzel düşünceniz için teşekkür ederim.

Copyright © 2014 Doğan Aydın