Attım, Tuttu, Yuttu

Şimdi bir yazı yazmaya başlayalım. Şu anda başlığı yok. Bakalım yazı nerelere gidecek, nasıl şekillenecek. Can sıkıntısı insanlara neler yazdırır görelim. Hemen şurada muhabbet kuşumuz kaşınıyor. Derdin ne ey kuş desen cik cik bile demez. Çünkü daha yeni geldi evimize ve açılamadı zavallı. Sadece geçtiğimiz günlerde omzuma tünedi, gıdığımdan öptü beni filan. Ama çok ilginç onunla hiç diyaloğum olmamasına rağmen geldi bana sırnaştı. Ay çok duygulandım, bu kuşu kendimize örnek almalıyız bence. Yani şimdi kaçımız bu kuş gibi gidip de 2-3 gündür gördüğünüz birinin gıdısından öpe biliriz? Ben yapamam valla. Yok ben yaparım diyen varsa gelsin gıdık müsait.

Aslında hayvanlardan çıkarılacak çok fazla ders var. En azından onlar hayvanlıklarını korumuş ve bozulmamış. Ne güzel ya helal olsun. Gerçi biz insanlar insanlığımızdan çıkıp vahşileşerek hayvanlarıda hayvanlıklarından çıkartıyoruz ya artık o ayrı mesele. Gideriz tutarız kediyi kuyruğundan çevir allah çevir. Ne geçti eline bre Brütüs? Ama o hayvan yine bir noktada gelir sırnaşır sana; çünkü art niyet yok içinde. Art niyet nedir? Kötü bir espri yapayım mı? Yapacağım valla gecenin bir vakti kime ne :=) Art niyet, sanatsal şeylere niyet etmektir ahahahahahha tamam sustum :)

Art niyet insanların karşılarındakilere besledikleri kötü duygulardır. Kimlerdir bu insanlar dediğinizi duyar gibi oluyorum, tamam duyar gibi olmuyorum. Rüyasını gördüğünüzü hayal ediyorum şu an için. Aslında şu anda hepiniz rüyanızda art niyetli insanlar görüyorsunuz. Çünkü ben öyle istiyorum. Rüyanızda şimdi birileri size kazık atıyor, sizi kandırıyor. Ya da dost gibi görünen birileri size iyilik yapıyor; ama sonradan  sizi çok süründürecek. Hah işte tam da bunlar art niyetli insanlar. Allah belanızı versin emi şerefsizler sizi! :)

Ne diyorduk kuş diyorduk cana yakın hayvan ya. Düşün beni bile öpen bir hayvan, yani ben olsam beni öpmekte tereddüt ederdim. Neden mi? Askerden gelmişim, mal gibiyim (hatta gibisi fazla), yaklaşık 15 gündür tıraş olmamış bir cilde sahibim ki yakın zamanda ererim ben bu sakalla. Ama gelin görün ki geldi öptü yavrucak beni. Demek ki neymiş efendim o kuş beni dış görünüşümle yargılamıyormuş. İçimdeki çocuğu görmüş...

İçimde ki çocukkkkk... Askere git de adam ol lan Doğan derdi bazı dostlar bana. Askere git de askerlik seni olgunlaştırsın derlerdi. Anam herkeste ne çok biliyor askerliği. Hani bunu bana erkekler dese gam yemeyeceğim kız arkadaşlar derdi. İyi tamam derdim ben askere gideyim de olgunlaşayım. Peki siz? Sizin bu olgunlaşma işi için askerlik gibi şansınız bile yok, hahaha :) Ama korkmayın olgunlaşma ile askerliğin hiç bir alakası yok. Her zaman bu tür olaylar kişinin beyninde biter. Zaten önemli olan olgunlaşmak değil, olgunlaşmadan meyve verebilmek. Yerine göre sohbet edip, yerine göre davranabilmek. Bakın ne çok şey biliyormuşum ben, aferin bana. Ama hala bana laf atanlar var, Allah cezanızı verecek bekleyin :=)) Deli diye diye deli edeceksiniz beni işte o zaman hesaplaşacağız sizinle.

İçimdeki çocukkk dedik saçmalamaya başladık yine. Seviyorum onu. Benim içimde bir çocuk var, bir erkek var, bir kadın var, bir hayvan var, var Allah var... Seviyorum ulan hepsini, ne sevecen biriyim di mi, hadi gelin sizde beni sevin :D Hemen olaya sapıkça bakmayın fesatlar sizi! Aslında olması gerekende o değil mi? Herkesin içinde her şeyden biraz olmalı değil mi? Yani şöyle bir düşünelim "Bir kadın çizeceğiz onun içinde biraz erkek olacak, obaa süper bu sayede bu kadın erkekleri daha iyi anlayabilecek. Bir adam çizeceğiz içinde biraz kadın olacak, böylece o da kadınları daha iyi anlayabilecek. Bir çocuk çizeceğiz içinde biraz hayvanlık olacak, böylece hayvanları anlayıp sevebilecek." Zor mu? Kendiniz cevaplayın bu soruyu her şeyi bloggerdan beklemeyin.

Beklenti içerisindeyiz hepimiz bir şeyler bekliyoruz. Mesela saat 01.00, msn listeme bakıyorum 13 kişi online (webmasterlerın olduğu msn mi açmıyorum bile :) ). Şimdi bu 13 kişide gecenin bu saatinde bir takım beklentiler içerisinde kimisi facebook'ta fink atıyor kafa dağıtmaya çalışıyor, kimisi okey,tavla oynuyor kız düşürmeye çalışıyor, kimisi sevdiği kişi msn'ye gelebilir diye konsantre olmuş ekrana bakıyor, kimisi girmiş bilyonerde bahis oynuyor yor yor yor. Kimiside girmiş bloguna saçmalamaya çalışıyor. Yani hepsi şu anda anı kurtarmanın derdinde. Zaten hayatımızda anı kurtarmak üzerine değil mi? Bana dokunmayan yılan bin yaşasın, ben ekmeğime bakarım, sevgilimi koluma takarım bebekte 3-5 tur atarım, olmadı bi de bir ton yalan atarım... Aferin bize hepimiz günü kurtardık büyük adam olduk. Hadi hep beraber kına yakalım kıçımıza.

En çokta şeye kızıyorum, Doğan'a. Gıcık oluyorum adama. Kafasından onlarca şey geçiriyor. Valla bakın zaman zaman çok güzel şeyler geçiyor. Arada oda mantıklı mantıklı düşünebiliyor. Ama iş uygulamaya gelince sıçıp sıvıyor. Mal mısın lan aklını başına topla. Hem gelmiş burada millete nasihat veriyorsun sonra da gidip bioxcin kullanıyorsun. Aferin sana! Ama inşallah en azından 1-2 kişi okurda Doğan gibi olmaz, aklı başında işler yapar. Hadi benim koçlarım göreyim sizi. :)

Tezeği çıkmaya başladı sanırsam. Eh birazda yazdık. Ama ne için yazdık, neye yarar bilemem. Aaa bir ikidir böyle işte arkadaşlarla sağa sola gidiyoruz oturup sohbet etmeye. Gittiğimiz yerlerde bazı şeyler dikkatimi çekiyorda onu vurgulayayım. Hani bir söz varya insanın yüzü güzel olacağına kaderi güzel olsun. Hah buna önem gösterin yüzü güzel arkadaşlar, hayat sadece sizin yüzünüzün güzelliğinden ibaret değil. Dikkat edin sizin için kötü düşünceleri olan çok fazla insan var. Benden demesi. Adam gibi ayaklarınız üstüne basın yoksa dalarım kafa kol. :)

Hadi bakalım birde başlık atalım yazımıza. Ne olsun? Hah buldum "Attım, Tuttu, Yuttu" hadi bakalım inanın yazdıklarıma. Ne de olsa bu ülkede onca yalana inanmıyor musunuz? Bana inanmışsınız çok mu?