Cuma, Ocak 01, 2010

Oha! Eriyor Muyum Ne?

Şafak olmuş 16 bir kenara dün-bugün başımdan çok ilginç bir olay geçti. 31 Aralık gününde deniz alayında yemin töreni vardı. Benim kantinde ziyaretçi parkının içerisinde olduğu için o gün sivillere satış yapıyordum. Bir amca geldi (40-50'li yaşlarda) ve su aldı. Ardından şafak kaç diye sordu bende gururla 17 dedim ve sohbete başladı. Nereli olduğumu, artık askerlik tabiriyle çip dede olduğumu söyledi ve çip dededeki sıfatı tersten okumamı öyle bir muhabetin varlığını filan anlattı; ama ben bilmiyorum dedim o tür muhabbeti. Sonra asıl konuya dalı verdi!

Kantinci olduğum için  parayla uğraştığımı, cebelleştiğimi görünce;  hayatta sürekli maddiyat için uğraşıyoruz. Günde nereden baksan 14-15 saat çalışıyoruz ve bunun sonucunda karnımız doyuyor ve mal-mülk sahibi oluyoruz diye konuya girdi ve devam etti. Maneviyat için günde toplam bir saatimizi ayırsak yetecek; ancak bizler bunu yapmıyoruz. Halbu ki günde 14-15 saat maddiyat için çalışan birinin maneviyat için günde bir saat çabalamasının çok zor olmayacağını. Bunun sonucunda da cennetin kapılarının açılacağını ve huzurla dolacağımızı anlattı. Bende amcayı kırmamak için sükunet içerisinde dinledim. Devamında ise bana  "Risale-i Nur"u duyup duymadığımı sordu, ben duymadığımı söyleyince kendisinin daha önceden çok hayta olduğunu tanıştığı birinin aracılığıyla "Risale-i Nur"u okuduğunu ve hayatının değiştiğini şu anda maddi ve manevi yönden çok iyi bir durumda olduğunu anlattı.

"Risale-i Nur"un kuranda geçenleri, dini olayları somutlaştırarak insanlara sunduğunu ve inanmayanların bile bu kitap sayesinde dine yöneldiğini, üniversitedeki ateist arkadaşlarının bile bu sayede hak yolunu bulduğunu anlattı. Ben yine hiç bozmadan dinlemeye devam ettim ve kitabı gerçekten merak ederek bir kağıda kitabın ismini yazdırdım. Bana kitabın ismini yazdı ve Bursa'da yaşadığımı öğrendiği için Bursa'daki yeğeninin numarasını vererek onunla iletişime geçmemi kitabı bana temin edeceğini söyledi.

Kendisini kitapla tanıştıran ve maneviyatı öğreten kişininde kendisinin ibadetleri aracılığıyla sevap kazandığını ve kendisininde insanlara "Risale-i Nur"u ve maneviyatla ilgili bildiklerini anlatarak onlara yardımcı olmaya çalıştığını anlattı ve sonra yemin törenini izlemek için çekti gitti...

Bugün sayım günümüzdü bende acaba çekmecenin arkasına kontör düşmüş müdür diye düşünerek dört aydır her gün girdiğim dükkanımda, çekmecesini her gün çektiğim masanın arkasına bir eğilip baktım ve orada iki adet kitap gördüm. Kitapları elime aldığımda iki kitabında "Risale-i Nur Külliyatı"  olduğunu görünce "Oha lan ne oluyor!" demekten kendimi alamadım.

Dört aydır sayım yaparım, hergün en az 20 kere o çekmeceyi açarım. O kitapları böyle bir olayı yaşadığımın ertesi günü görmem sizce de ilginç değil mi?

Neler oluyor lan bana? :=)

4 yorum:

büşra dedi ki...

kutsal insan :)))

Neslihan dedi ki...

Keşfedildin bebeğim, hadi bakalım ;)

sohbet dedi ki...

Risale-i Nur kitaplarını gerçekten herkezin okuması gerek

Doğan dedi ki...

"Kutsal Damacana" gibi adamım sanırsam :=)

Copyright © 2014 Doğan Aydın