Martyrs - İşkence Odası
Onlu yaşlarda bir kız çocuğunun işkenceden kaçmasıyla başlayan film çocuk ıslah evinde kızın sorunlarını çözmeye çalışmakla devam ediyor. Bu kızımızın adı Lucie. Lucie ıslah evindeyken ilk başlarda kimseyle konuşmuyor, bütün çocuklardan uzak duruyor. Tam bu nokta da Anna adında başka bir kızla aret (kızlarda kanka anlamında kullanılan bir kelimedir) oluyorlar ve acılarını dertlerini paylaşıyorlar.
Sonra bir çok filmde olduğu gibi bir anda 15 sene ilerisine atlıyor film. Tabi her zaman bu atlanan süreleri merak etmişimdir. Bu kızımıza bu süreçte neler oldu, ilk erkek arkadaşı kimdi, bu süreçte hangi hastalıları yaşadı gibi gibi gibi; ama terbiyesiz senaristler bizi bunlardan mahrum bırakır. Tü size!
Her neyse sonra film birden başlıyor ve biri birden Lucie bir takım insanları dom dom kurşunu ile öldürüyor. Ardından serüven hız kazanıyor.
Lucie'nin neden o insanları öldürdüğü, neden garip garip şeyler gördüğü, Anna'nın derdi neden Lucie'yi gerdi gibi sorular cevap buluyor.
Film aslında insan oğlunun en çok merak ettiği şeylerden birinin üzerine kurulmuş. Bunu ulu orta söylemeyeyim; çünkü bir güzelliği kalmaz filmin.
Film durağan bir tempoda geçse de oyunculuklar, sahneler hoştu. Özellikle kesme biçme sahneleri iğrençti. Yani baya gerçekçi olup bakamamamı sağladılar. Aferin onlara!
Gecenin bir vakti, karanlıkta, kulağımda kulaklıklarımla izlediğim filmin sesleri zaman zaman içimi okşadı. :)
Kıssadan hisse; izlenebilecek bir filmdi, tavsiye eder miyim? Evet ederim, buyurun oturun izleyin :)
0 yorum:
Yorum Gönder