Ben Senin Ciğerini, Mideni, Bağırsağını Bilirim
- "Dooo, reee, miii şuna bakın ya, hareketlere bakın ya, kasılmaya bakın ya, bize karşı takındığı duruma bakın ya. Kendini ne sanıyorsa. Yürüyüşe bakın. Allahım ya. Sanki biz ondan bir şey isteyeceğiz yüzümüze bile bakmıyor. Bizi sallamıyor. Aaaaaa ayyyyy amannnnnn..." falan filan diye...
Tam bu sırada da okulun mazlum öğretmenlerinden biri durumdan rahatsız olmuş. Kendi kendine "Tamam bu konuşan adam kadın olsa, müdüre asılmış olsa. Müdür bunu iplememiş olsa. Bu da kadınlığına yediremediği için bok atmaya çalışıyor olabilirdi." diye düşünmüş; ama her iki tarafında erkek olması bu teoriyi çürütmüş. İçinden susayım, bana düşmez kocaman adama laf söylemek diye geçirmiş; ama dayanamamış ve başlamışlar konuşmaya :
- Mazlum Öğretmen : Biz insanlar hep böyleyiz değil mi Hocam?
- Azgın Öğretmen : Nasıl yani?
- Mazlum Öğretmen : Yani tanımadığımız kişiler hakkında fikir yürütmeyi, onların arkasından konuşmayı çok severiz. Onları belli kalıplara sokmaya bayılırız.
- Azgın Öğretmen : Ne alakası var Hocam, baksanıza ya triplere!
- Mazlum Öğretmen : Aslında bizler kendimize bakmalıyız Hocam. Siz tanıyor musunuz o kişiyi? Sivilde takılmışlığınız var mı? Hiç sohbet ettiniz mi? Hiç kişinin arkadaşları arasında nasıl davrandığını gördünüz mü? Ailesinin yanında nasıl davrandığını gördünüz mü? Bence bunları görmeden bilmeden kişiyi eleştirmek yanlış. Ben kişiyi arkadaşları arasında gördüm, hiçte farklı davranmıyordu. Demek ki adamın mizacı bu. Demek ki kişiyi tanımadan atıp tutmamalıyız. Arkasından konuşmamalıyız. Vızzz Vızzzz vızzz....
ve susmuş Azgın Öğretmen, sağına soluna bakınmış, kendi kendine tıp oyunu oynamış. Kendinden en az 10 yaş küçük sidikli bir öğretmen belki de ona güzel bir ders vermiş o gün. Ama ne mutlu ona o gün bir şey öğrenmiş ya da öğrendi gibi görünmüş. Hani anlatılanı hiç anlamayan ama anladım havası veren çok zeki çocuklar gibi!
Böyle bir hikaye okudum geçenlerde yazılı olmayan bir eserde. Ders çıkardım kendime. Ders olsun istedim kimilerine. Belki de gerçekten doğru şeyler yaptı Mazlum Öğretmen belki de saçma; ama bana göre birincisi. Doğruydu Mazlum Öğretmen. Aferin ona. Maaşla ödüllendirdim kendisini, gidip çukulata alsın kendisine. :)
Sizde güzel bir ders çıkarın bu öyküden. Uslu bir çocuk olun. İyi bir çocuk olun. Böyle olursanız belki Şirinleri bile görebilirseniz... :D :D
Not : Bu yazı tamamen çılgın bir fentezi ürünüdür. Sizde kendinizle ilgili ateşli fenteziler kurdurmak istiyorsanız arayın bizi lütfen, yüüüüüz on sekiz seksen, seksen, seksen, bir taş gibi seksen, ara beni eşşek değilsen, sen sen hey sen...
2 yorum:
bu mazlum öğretmen bana birini hatırlattı sanki :D
dön artık okuluna, bıktırdık 2 günde bizi iğrenç yazılarından :D
Yorum Gönder