BENzetme
Tamam denildiği gibi yüz hatları itibariyle anne tarafıma benziyorum. Boy pos deseniz herkesi aşmışım. Döşü kıllı olmam da cabası. İşte bu nokta da bile dayımlar bana "Sen kime benzedin lan böyle?" derler. Hemen büyükannem yetişirdi imdadıma. Meğerse benim bu hayvansılığım ve kıl bir erkek oluşum büyükannemin (anneannem) babasına benzermiş. O da boylu poslu, kıllı mıllı yani erkek gibi erkekmiş :=) Öyle iriymiş ki, öyle yemek yermiş ki bi oturuşta bir koyunu yerdi diyor büyükannem.
İşte bende bu benzetmelerle büyüdüm yıllarca. Hiç bir zaman kendim olamadım. Bir tarz yaratamadım. Ne bileyim sülalenin ikoncanı filan olmak isterdim; ama hep geçmişin KILıfı giydirildi bana. Tamam tamam bundan şikayetçi olmadım, zaten bir İvana Sert olmak da bana göre değil. Yuvarlanıp gidiyoruz böyle.
Neyse gelelim konuya. Geçtiğimiz günlerde annemin kuzeni (halasının oğlu) facebook'a bir fotoğraf yüklemiş. Yaşlıca bir adam. Bende merak ettim ve tıkladım. Allah Allah dedim, ben ne zaman yaşlandım lan bu kadar? Resmen ihtiyar halimi görüyordum. Sonradan anladım ki bu dede annemin dedesiymiş. Osman Dede. Sanırsam ilk defa görüyordum fotoğrafını; ama yok yok aslında her zaman görüyordum onu. :=)
Bir kaç şey biliyordum Osman dedeyle ilgili. Çok sinirliymiş. Aaa bende ona mı benziyorum ne? :=) Bir gün hastalanmış evde yatıyormuş. Annemde o zamanlar 2-3 yaşlarında. Ve annem dedesine baktıkça gülüyormuş. Büyüknenem de "Sus, sus. Başına çıksın inşallah!" diyormuş. Çünkü biliyormuş ki bir evde hasta varsa ve o evdeki bebeği gülme almışsa kaçınılmaz son gelmiş demektir. Evet o gece büyükdedem vefat etmiş. Ama rahmetli Osman Dedeyle ilgili şu hikaye daha ilgi çekici bence.
Büyüknenemle nasıl evlendiğinin hikayesini duymuştum. Vakti zamanında Ruslar Artvin'i basınca bizim sülale Bursa taraflarına kaçmışlar. Büyükdedemler işte bu kaçış sırasında İnegöl'e gelmişler. Heyecanda burada yaşanmış. Büyüknenem yani Sırma Nenem nişanlı bir Abhaza kızıymış. Eee hal böyle olunca da Osman Dedemin bu aşkın üstüne soğuk bir su içmesi gerekirmiş; ama öyle olmamış. Kanımca rahmetli birazda deliymiş ki o şartlarda bile aşkından vazgeçmeyerek Sırma Neneyi kaçırmaya yeltenmiş. Büyük ihtimal bir gece vakti Sırma neneyi tutup kolundan yollara koyulmuş. Elbette Sırma nenemin sülalesi boş durur mu? Durmaz. Hemen tren yolunu kesmeye gitmişler; ama Osman Dede bunu çoktan düşünüp hiç tren yoluna inmemiş ve dağları aşarak kaçmış İnegöl'den, Sırma neneyle.
Vay be Türk filmi gibi lan. :=) Tamam Osman Dede çok cesurmuş; ama bence Sırma Nene ondan daha cesurmuş. Sen nişanlı ol, belli başlı tabuları olan bir halktan ol ve bunların hepsine rest çekip hiç bilmediğin bir memlekete kaç. Helal olsun be Sırma nenem, mekanın cennet olsun.
İşte böyle bir aşkın tohumlarıyız biz ahali :=)
Anam nereden nereye geldik. Bu birilerine benzeme muhabbetinde kanımca çok kişiye benziyorum sima olarak; ama kanımca en çok Osman Dedeye benzettim kendimi aşağıdaki fotoğrafı da gördükten sonra. Bakalım sonumuz gerçekten Osman Dede gibi olabilecek mi? :=))
Ama her şeye rağmen ne demiş halk ozanı Tarkan? "Başkası olma, kendin ol. Böyle çok daha güzelsin. Ya gel bana sahici, sahici. Ya da anca gidersin..."
:=)
NOT : Elbette fiziksel olarak annemize, babamıza, akrabalarımıza benzememiz kaçınılmazdır. Yani en azından annemiz sütçü ile işi pişirmemişse. :=) Bu kaçınılmazlığın yanında zihinsel olarak da ailemize benzediğimiz vurgulanabilir. Yani yaptığınız bir yanlış davranış sonucu çevrenizden "Bunun babası da böyleydi, aynı babasına çekmiş." seslerinin yükselmesi kaçılmaz olabilir. Ama bunu değiştirmek ve geliştirmek elbette bizim elimizdedir. İyi birer gözlemci olabilirsek benzetildiğimiz annemizin, babamızın ve diğer akrabalarımızın kötü davranışlarından dersler çıkararak en azından zihinsel olarak kendi kişiliğimizi oluşturabiliriz. Onun için "Ah aman ben tipten anama, kafadan babama benziyorum. Böyle gelmiş böyle gider." nidaları atmaya gerek yoktur. İyi birer çocuk olun, kendinizi değiştirin, geliştirin. Hatta paranız varsa estetik bile olabilirsiniz. :==))
doganaydin.net 24 Ağustos 2010 - 24 Ağustos 2011 tarihleri arasındaki yayın süresinceAcil İhtiyaç Projesi Vakfı‘nı, AİP Vakfı’nın proje ve çalışmalarını gönüllü olarak desteklemektedir. Sizden tek ricamız Acil İhtiyaç Projesi Vakfı‘nın sitesini ziyaret ederek çalışmalar hakkında bilgi sahibi olmanız ve içinizden gelen desteği göstermenizdir. |
0 yorum:
Yorum Gönder