Yaşam Şifresi Filmi İzle'nir

Tarkan'dır, Kara Murat'tır, Battal Gazi'dir filmlerinde asıp keserken, ölümsüz gibi orduların içine tek başına dalarken bizler onları suratımızda bir tebessümle izleriz hep. Hatta "Ulan Türk sineması bokunu çıkartmış, şunlara baksana!" tarzında yorumları yapmaktan kendimizi alamayız. Ama kendimize bunları söylerken elin Rambo'sunu, Conan'ını, Cesur Yürek'ini izlerken "Ulan gavurda yapıyor ha!" diyerek onları överiz. Ama aslında temel mantık aynıdır. İkisi de filmdir ve ikisinde de erişilemeyecekler, gerçekleşmeyecekler ya da çok ama çok zor gerçekleşebilecekler sunulur izleyiciye.

Zaten böyle olması da normaldir; çünkü bunlar birer filmdir ve önemli olan izleyiciyi ekran başına çekip onların haz almasını sağlamaktır. Bence de Amerikan Sineması bunu çok iyi yapıyor. Kendisini överken aynı zaman da izleyici kendine hayran bırakıyor. Özellikle ordusunun yer aldığı filmlerde.

İşte "Yaşam Şifresi" de böyle bir film. Amerikan ordusunun yeni bir kahramanlık öyküsü. Elbette ileri teknoloji, hayal gücü, erişilemezlikler ya da erişilip gizlenenler ön planda.

Afganistan'da fiziksel ölümü gerçekleşen ancak sadece beyninin bir kısmı yaşayan Yüzbaşı Colter Stevens'ın geçmişte yaşanan bir tren kazasında ölen bir kişinin kişiliğine 8 dakika boyuncu erişerek bir sonraki faciayı önleme çabaları ve bu çabaların etrafında yaşadığı koşuşturmaca, aşk, entrikaların sergilendiği aksiyon filmler, gerilim filmleri, bilim kurgu filmleri kategorilerinde izleyebileceğimiz hoş bir yapıt. Bana biraz Başlangıç Filmi'ni anımsatsa da (düşünce olarak) hoş bir film.

İyi seyirler.