Pazartesi, Mart 15, 2010

"Başka Dilde Aşk" Filmi İzle'nir

Sömürücü iş veren, kötü anıları olan bir ev sahibi, evlatlarının derdine düşmüş ebeveynler, dünyayı sadece kendi penceresinden gören insanlar, sağır ve dilsiz akabinde çok sinirli ayrıca kürek sporuna gönül vermiş azıcık ucundan webmaster bir delikanlı, çok geveze ve çağrı merkezi çalışanı olan kızımız. Yani çokta uzak olan karakterler değiller bize. Zaten böyle olması da izlenesi kılıyor filmi. Arkadaşının nişan partisinde tanışan kızımız ile oğlumuz birbirlerine vurulurlar. Hele kızımız oğlumuzun sağır-dilsiz olduğunu öğrenince daha bir mest olur. Ne de olsa istenen olay budur "Ben konuşayım beyim sussun..."

Ama sanırsam erkeğinde ilk tanışma gecesinde sessiz kalması doğru bir davranışmış. Baksanıza bu olay kızımızın ilk geceden oğlumuzu yatağa atmasına vesile oldu. Ben bunları hala Amerikan filmlerinde olur sanırdım. Darısı başımıza diyelim... :P

Onların gözünden bakmak aslına film ya da onların bizim gözümüzden bakması. Sanırsam biz çoğunluk olduğumuz için onlar onlar oluyor biz ise biz. İşte yanılgıda burada başlıyor ve ayrımcılık. Hor görme, aşağılamaya çalışma. Filmde bunları yansıtıyor bize tatlı bir dille.

Konuşamamak mı ayıp yoksa boş konuşmak mı? Cevap ortada. Bizim yaptığımız "boş konuşmak". Bence öyle konuşacağıma hiç konuşmam daha iyi. Örnekleri ortada. Ne sanıyorsak kendimizi!

Anlayabilmek önemli olan, anlaşabilmek. Konuşarak olmasa da sevişerek, sevişerek olmasa da bakışarak ya da yazışarak... En güzel şekliyle anlatılıyor film.

Engelliyiz aslında bizler. Kendimizi sağlam gördüğümüz için. Tam gördüğümüz için. Kusursuz gördüğümüz için. Gördüğümüzü sandığımız için. İşittiğimizi sandığımız için. Konuştuğumuzu sandığımız için. Aslında ne de boş boş görürüz, işitiriz, konuşuruz. Ama yanıldığımızı hiç bir zaman kabul etmeyiz. Aferin bize!

Güzel bir filmdi "Başka Dilde Aşk". En azından ufkumuzu geliştirdi ya da benim ufkumu geliştirdi. Aşka bakış açısını geliştirdi. Anlaşabilmenin sınırlarını zorlamanın zor olmadığını gösterdi.

Güzel oyunculuklarla süslenmiş hoş bir filmdi. Galiba bizler artık dramla karışık romantik komedi filmleri çekmeyi öğreniyoruz. Ya da gişe kaygısı olmadan filmler çekilince başarılı oluyor. Her ne haltsa işte demek ki yavaş yavaş oluyor. Kim bilir belki 15-20 seneye 3 boyutlu film bile çekeriz...

Tatlı esprilerle bezenmiş, farklı bakış açılarını geliştirmeye yönelik, yüzünüzden tebessümü eksik etmeyen bir film izlemek istiyorsanız 10 üzerinden 7.8 vererek filmi izlemenizi tavsiye ediyorum.

Hadi bakalım iyi seyirler.

Ha unutmadan sonu çok basit bitti, daha iyi olabilirdi. :)

2 yorum:

büşra dedi ki...

:) budur işte. ya bilio musun ben de tam sana böyle bi not yazcaktım bu filmi izlemeni istediğime dair, hani diğer bazı filmler hakkında da yazılarından dolayı. şimdi izlediğini görüyorum, pek de mutlu oldum doğrusu. gerçekten çok etkileyici hoş bi film...

e-vren :) dedi ki...

Başka Dilde Aşk, bir türlü Aydın'a gelmek bilmedi, en yakın Kuşadası'nda vardı ki gidip seyretmeye vakit kalmadan film orada vizyondan kalktı. Ama filmi seyretmek için o gün bugündür çıldırma noktasındayız. Onunla ilgili yazını görünce hem çok şaşırdım hem de merakla okumaya koyuldum. Anladım ki filmi seyretmek için yırtındığımız kadar varmış :)

Filmle ilgili yorumların için teşekkürler. Yazındaki şu kısımsa gerçekten çok hoşuma gitti:

"Engelliyiz aslında bizler. Kendimizi sağlam gördüğümüz için. Tam gördüğümüz için. Kusursuz gördüğümüz için. Gördüğümüzü sandığımız için. İşittiğimizi sandığımız için. Konuştuğumuzu sandığımız için. Aslında ne de boş boş görürüz, işitiriz, konuşuruz. Ama yanıldığımızı hiç bir zaman kabul etmeyiz. Aferin bize!"

Copyright © 2014 Doğan Aydın