Karmaşa...
Aslında hayatın her anında yer alan bir kavram. Trafikte, ayakta, yatakta, mutfakta...Büyük ya da küçük illaki bir karmaşa var hayatta. Bu yazıda.
Büyüklüğü ya da küçüklüğü neye göre değişir? Elbette kişiye göre, beklentilere göre, sonuçları tahmin etmeye göre...
Benimde bir karmaşam var; ama heveslenmeyin yazmayacağım. Bende kalsın. Herkesin karmaşası kendine. Çünkü açıklamak çözüm değil. Karmaşa kişinin beyninde başlar orada biter. Kişi bunu çözmek isterse çözer. Yok istemezse karmaşa onu çözer.
Pozitif düşünmek lazım elbette. Her şeyde olduğu gibi karmaşada da. Yoksa kayboluruz hayat girdabında. Küçücüktür aslında; ama göremeyiz çözümünü. Çünkü bakmayı bilmiyoruzdur. Nasıl mı bakacağız? Çok basit. Hem karmaşa mağduru olarak hem de karmaşa faili olrak. İşte o zaman sorunda, çözümde bizde bitecek ve bizim başlattığımız ya da bizim mağdur kaldığımız karmaşa güzel sonuçlanacak.
Onun için korkmayın karmaşadan. Ülkedeki karmaşadan da korkmayın. Sizin oluşturduğunuz basit karmaşaları yenmeyi öğrendiniz, belki de ülkedeki karmaşanında suçlusu sizsiniz kim bilir? Ama o siz değilseniz bile çözümü sizsiniz. Sakin olun, derin nefes alın. Evet etraf kötü adam kaynıyor. Bencil, menfaatçi, dayıcı, ayıcı... Ama onların yarattığı karmaşayıda siz yok edeceksiniz.
Kendinize güvenin, kalbinizi dinleyin. Olaylara çok yönlü bakın. Kadın gibi düşünün, erkek gibi düşünün, çocuk gibi düşünün, katil gibi düşünün, suçlu gibi düşünün, mağdur gibi düşünün, düşünün ki çözümün siz olduğunu görün.
Düşünmek, hissetmek ve istemek. Hepsi sizin elinizde, çözüm sizin elinizde. Bırakın televizyonlaran konuşan yalancıları, dolandırıcıları. Kalbinizi dinleyin, hayatı, karmaşayı değiştirmeye kendinizden ve çevrenizden başlayın.
Televizyonun sizi karmaşaya sokmasına izin vermeyin.
Çünkü siz hayatı güzelleştirecek olansınız.
0 yorum:
Yorum Gönder