Sözleşmeli Öğretmenlerin Kadroya Geçirilmesi
Sözleşmeli öğretmenler atandıkları zaman ilk olarak şu cümleyi kurarlar kendi kendilerine "Bu sene çalışıp kadroya geçeceğim!" ; ama bu cümle %80-80 oranında havada kalır; çünkü eğitim süreci çok yoğun geçen, emek isteyen, kafa patlatılması gerekilen bir süreçtir. Bu süreç içerisinde de pek çok öğretmen sözleşmeli öğretmen olmasını kafasına taksa da kendini öğrencilerine adayarak kendi kadro meselesini bir kenara itmektedir.
Sözleşmeli öğretmenliğin en büyük dezavantajları "Çakılı atanmak, emekli sandığına dahil olmamak, özür grubundan il dışına giderken il emrine verilememek, kıdem yükselmemesi, ek ders ücretindeki adaletsizlik" gibi konularda şekillenmektedir. Elbette kadrolu öğretmen ile sözleşmeli öğretmen arasındaki farklar sadece bunlarla sınırlı değildir. Daha pek çok fark vardır.
Bu maddeler içerisinde ise öğretmenleri karamsarlığa iten en önemli madde "Çakılı Atanmak"tır. Çünkü Doğu'nun ya da Güneydoğu'nun ya da Karadeniz'in uzak,ulaşım şartları zor, iletişim şartları zor bir köy okuluna atanan bir öğretmenin hayatının tamamının burada geçeceğini düşünmesi onun ve öğrencilerinin eğitim-öğretim hayatını çok kötü etkiler.
İşte bu şartlarda Milli Eğitim Bakanlığı'nın yapması gereken en büyük çalışma sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçirilmesi olacaktır. Bunu kademeli olarak yapmak çok mantıklıdır. Örneğin Doğu'da öğretmenlik yapan bir sözleşmeli öğretmen 3 senede, Karadeniz bölgesinin köylerinde öğretmenlik yapan bir sözleşmeli öğretmen 5 senede, Batı'nın şehir merkezlerinde sözleşmeli öğretmenlik yapan biri ise 7 senede kadroya geçirilmeli gibi bir formül sözleşmeli öğretmen olarak çalışan eğitimcilerin performansını artıracaktır.
Bu veya buna benzer bir formül zaten Bakanlığın, Başbakanlığın gündemindedir; ancak net bir çözüm ne yazık ki henüz uygulanmadı. Özellikle bu seçim döneminde hükümetin bu konuda bir çalışması yapması sözleşmeli öğretmenlerin en büyük umududur.
Ben kendi açımdan olaya baktığım zaman yukarıdaki formülün uygulanması doğru buluyorum; çünkü hem bu durumda Doğu, Güneydoğu illerine genç öğretmen gelmesi sağlanacaktır, hem de batıda öğretmenlik yapanların kadroya geçmesi sonucu rotasyonla Doğu veya Güneydoğu illerine gelmesi mümkün olacaktır (elbette ki özel şartlar hariç). Bana göre her öğretmen Doğu veya Güneydoğu'yu tatmalı ve yaşamına renk katmalıdır. Bu süreç çok sıkıntılı olabilir ancak hayat görüşlerinin ve eğitim serüvenlerinin yönüne bir ivme kazandıracaktır.
Uzun lafın kısası, sözleşmeli öğretmenlerin kadroya geçirilmesi ile alakalı olarak 24 Nisan 2011 tarihi itibari ile ilgili vaatlerden başka bir durum söz konusu değildir. Evet bir takım çalışmalar vardır; ancak hala sözleşmeli öğretmenlerin kafası değildir.
Umarım bu durum en kısa sürede bir netliğe kavuşur ve kademeli bile olsa sözleşmeli öğretmenler kadroya geçer.
Hadi hayırlısı...
1 yorum:
bu devirde öğretmende olmicaksın artık
Yorum Gönder