Pazartesi, Şubat 01, 2010

Avatar

Film vizyondan kalkacak neredeyse; ama biz ancak gidebildik. Askerlik, 1-2 filme gitme denemesi; ancak bunların hüsranla sonuçlanması derken bugün şansımızı bir daha denedik. Ben, kardeşim, Nesli çıktık yollara vardır Korupark'a. Saat 13.30 gibi oradaydık; ancak 14.20 seansı yine dolmuştu. Oha diyerekten 17.40 seansına yer aldık. Aradaki süreyi yemek içinde sağda solda dolandık. Nesli'nin çok iddialı olduğu bowling sporunu ifşa etmek üzere Carrefour'a gittik. Tabi ben bir güzel Seda ile Nesli'nin aklını aldım ki konunun detayına girmeyelim. :D Neyse efendim sonra azimle izlemek istediğimiz filmimize giriş yaptık.

Burun sıkan, sert, kaba 3 boyut gözlüklerini taktık ve filmimizi izlemeye koyulduk. Efenim hiç dallandırıp budaklandırmadan filmle ilgili düşüncelerime geçeyim ben.

Hikaye çok sıradan. Amerika kıtası keşfedilirken oradaki yerlileri öldürme, gücü ele geçirme gayeleri filan. Ama sonuç ne oluyor söylemeyeyim. Yani bu filmi konusu için izlemek saçmalık olur. O yüzden pek bir beklenti içine girmemek lazım.

Görsellik harika, animasyonlar, efektler, hayal gücü bence çok iyi. Zaten filmin 3 boyutlu olması ve her şeyin burnunuzun ucunda dönmesi filmin görselliğine ayrı bir tat katıyor.

Başka bir şey var mı? Hım, bir düşüneyim. Bence yok. Sadece bu. Peki vereceğiniz paraya değer mi? Bence o görsellik için değer. Elbette 3 boyutlu izleyecekseniz.

Ayrıca Avatarların saçlarının ucundaki sinir sistemleri ile işlerini görmeleri çok ilginçti. Acaba sevişmeleri de saç suçlarını kavuşturarak mı oluyor diye merak ediyorum. :)

Bence gitmediyseniz bir gidin görün, hadi bakalım kaptınız benden izini. :D

1 yorum:

Nesli dedi ki...

Tırnaklarımız bowling topunda kalmasaydı oyun bizimdi bikereeee :) 2 metresin kolun zaten yolun ortasına kadar uzanıyo.
Film de süperdi. çocuk filmi diye dalga geçtiğim herkesten özür diliyorum.

Copyright © 2014 Doğan Aydın